Çalışma Alanlarımız

DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (DİSLEKSİ)

MENTAL RETARDASYON

OTİZM

DOWN SENDROMU

ZİHİNSEL GELİŞİM GERİLİĞİ

FİZİK TEDAVİ

DUYU BÜTÜNLEME

DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ

Konuşma ve dil bozuklukları tedavisinde çeşitli teknikler uygulanarak, çocuğun daha iyi bir şekilde konuşması sağlanmayı hedefler. Konuşma ve dil bozukluğu birbirinden farklı kavramlardır. Dil bozukluğunda sesler doğru bir şekilde çıkarılamaz. Konuşma bozukluğunda ise sesler bir araya getirilerek kelimeler oluşturulamaz ve kişi konuşmakta sorun yaşamaya başlar.

Dil ve konuşma terapisi; dil, konuşma, ses ve yutma bozukluklarının önlenmesi, bu bozuklukların belirlenmesi ve rehabilitasyonu için çalışmalar yapan bir alandır. Gecikmiş konuşma, sesletim bozukluğu (harfleri söyleyememe), kekemelik, otizm ve down sendromunda dil gecikmeleri, ses bozuklukları, motor konuşma bozuklukları, afazi, dudak-damak yarıklığı ve yutma bozuklukları gibi problemler dil ve konuşma terapisinin çalışma alanlarındandır. Dil ve konuşma terapisti, bu alanlarda problem yaşayan bireylere özgü terapi programları hazırlayarak rehabilitasyonu konusunda destek sağlar.

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

Disleksi (Okuma Güçlüğü): Okurken atlama, anlamı bozma, harf – ses uyumu bozukluğu, hızlı okuyamama, harflerin ya da hecelerin yerini değiştirme, heceleme ya da anlamama gibi bir takım bozukluklar görülür.

Disgrafi(Yazma Güçlüğü): Yazım hataları, okunaksız ve düzensiz el yazısı, bazı harf, rakam ve sözcükleri ters yazma, b-d, m-n, ı-i, d-t, g-ğ, g-y gibi harfleri karıştırma, sözcükler arasında boşluk bırakmadan ya da sözcüğü birkaç parçaya bölerek yazma gibi bozuklulara rastlanır.

Diskalkuli(Aritmetik Bozukluk): Matematik terimlerini, kavramları anlayamama, sayı ve sembolleri tanıyamama, gerekli sembolleri kullanma, eldeli sayıları toplamayı unutma, çarpım tablosunu öğrenmede sınıf arkadaşlarına göre çok geri kalma, problem çözümünde izlenecek adımlara karar verememe biçiminde kendisini gösteren bozukluklarla karşılaşılır

Çocuklarda; normal veya normal üstü zekaya sahip olmalarına rağmen okuma ve dil öğrenmede zorluk (disleksi), yazma öğrenmede zorluk (disgrafi), matematik becerilerini öğrenmede zorluk(diskalkuli), motor koordinasyon becerilerinde zorluk(dispraksi) olarak görülen bir öğrenme problemidir.

MENTAL RETARDASYON

Mental olarak görülen hastalıklar genellikle davranış bozuklarına neden olmaktadır. Bu hastalıklar beraberinde entelektüel fonksiyonların ciddi olarak azalmasına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre 18 yaş öncesinde yaşanan dönem içerisinde daha fazla görülmektedir. Bu nedenle önlemlerin alınması için gerekli olan adımların atılması sağlanmalıdır. 

Davranış bozuklukları ile birlikte görülen aynı zamanda genel olarak entelektüel fonksiyonların ortadan kaldırılması ya da istenen ortalamanın alt seviyesinde bulunması olarak tanımlanabilmektedir. Gelişimini tamamlamamış çocuklarda görülmektedir. Ve her zaman bu tanı koyulamaz. Nadiren denk gelebilir. Türkiye içerisinde yer alan vakaların %75’inin sebebi hala bilinmemektedir. Mental Retardasyon’un kelime anlamı zekâ geriliği demektir. 

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI (OSB)

Otizm Spektrum Bozuklukları ya da eski adıyla Yaygın Gelişimsel Bozukluklar şeklinde isimlendirilen önemli bir bozukluktur.

Otizm erken çocukluk çağlarında belirtilerin gözlendiği önemli bir nöro-gelişimsel bozukluktur. Otizme dair belirtiler bazı çocuklarda gelişim basamaklarının erken dönemlerinde başlarken, bazı çocuklarda öncelikle normal seyreden gelişimde gerileme veya aksaklıklar olur. Otizm şüphesi çocuğun konuşmasının gecikmesi veya etrafa ilgisiz, tepkisiz olması ile ortaya çıkar. Aile, çocuğun akranları konuştuğu halde hiç kelime çıkarmamasından ya da daha önce “anne, baba” gibi tekli kelimeleri söyleyebilirken son aylarda bu kelimeleri unutması nedeniyle doktora başvurur.

Otizmde görülen belirtiler arasında duyusal problemler belirgindir. Duyusal problemler bireyin çevre ile uyumunu azaltmaktadır. Bireyin hayata olan adaptasyonunu azaltmaktadır. Örneğin; yüksek sese karşı duyarlılık, dokunma hassasiyeti, ışığa karşı duyarlılık, derinlik problemleri, denge ile ilgi problemler gibi problemler bireyin gelişmesiyle birlikte değişen sosyal düzendeki problemlerini arttırarak devam ettirmektedir.

DOWN SENDROMU

Down sendromu genetik bir kromozom problemidir. Down sendromlu bir bireyin hücrelerinde fazladan bir kromozom vardır. Normalde insan vücudunda 46 kromozom bulunurken, down sendromlularda üç adet 21. kromozom olması nedeniyle 47 kromozom bulunmaktadır. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile bu durum oluşmaktadır. Bu fazlalık down sendromlu bireylerde bazı tipik özelliklere neden olur. Ayrıca, down sendromlu bireylerde çeşitli tıbbi problemlere sahip olma riski de daha yüksektir. Down sendromu doğumdan önce veya doğumdan sonra tespit edilebilir.

ZİHİNSEL GELİŞİM GERİLİĞİ

Doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası nedenlerle ortaya çıkan bu sorun; zekâ gelişimde belirli ölçüde sınırlılıklar yaşamanın yanında iletişim kurma, sosyal davranışlar, işlevsel akademik beceriler, ev yaşantısı, kendine bakma, güvenlik, sağlık, toplum kaynaklarını kullanma, serbest zamanı değerlendirme, kendini yönetme ve iş becerileri gibi becerilerin öğrenilmesinde zorluk olarak gözlenir. Bu zorlukları yaşayan öğrencilerle; öğretilecek beceri ya da kavramın analizi ve özel eğitim ilkelerine uygun yöntem-teknikler kullanılarak eğitim süreci ilerletilir. Amaç bireyin maksimum düzeyde bağımsızlaşmasıdır. 

FİZYOTERAPİ

Fizyoterapi ve fizik tedavi aynı anlama gelir. Fizyoterapi ya da fizik tedavi kişilerin hayatları boyunca hareket, kuvvet ve genel iyilik halinin korunması, yenilenmesi ve maksimum hale getirilmesi için kullanılan bir terimdir. Rehabilitasyon ise primer patolojik süreçler ve bunun sonucunda ortaya çıkan bozukluklar nedeniyle ortaya çıkan bozukluklar ve fonksiyonel problemleri olan kişilerin bağımsızlığını artırmayı amaçlayan hedef odaklı bir tedavi sürecidir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde hedef, meydana gelen sakatlığa karşı, optimal fonksiyonu elde etmeye yöneliktir. Tıp dilinde "optimum nöromüsküloskeletal fonksiyonu edinme veya geri kazanmayı amaçlayan tedavi" olarak açıklanan fizyoterapinin uygulanması bazen uzun süreleri bulabilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Klinik belirtiler göz önünde alındığında ise yetişkinlikte dikkatin kolay dağılması ve sürdürülmesi konusunda sıkıntılar belirgin olarak görülebilmektedir. Kişiler sıklıkla yapacağı işleri hatırlamakta, zaman planlaması yapmada, başladıkları işi bitirmekte ve düzenlemekte zorluk yaşarlar. Ayrıca bu duruma bellek problemleri de eşlik edebilmekle birlikte kişiler isim ve tarif hatırlamada sıkıntı çekebilmektedir.

Yetişkinde hiperaktivite kendini uzun süre oturması gereken durumlardan kaçınma, çok konuşma, aşırı spor şeklinde kendini gösterebilir. Hatta alkol-madde kullanımının da sıklıkla eşlik ettiğini bilmekteyiz. Dürtüsel davranışlar ise belirgin olarak kendini öfke kontrol problemi ile gösterir. Aniden iş bırakma, değiştirme, ilişkilerini kolayca bitirme ve tutarsız davranışlar sıklıkla görülen durumlardır. Bu nedenle evli dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan kişilerde sıklıkla evlilik sorunlarının olduğu bilinmektedir.
Tüm bunların yanı sıra erişkin dönemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna diğer psikiyatrik bozukluklar eşlik edebilmektedir. Bu birlikte görülme durumlarında karşımıza sıklıkla depresyon, anksiyete bozuklukları ve madde kullanım bozuklukları çıkmaktadır. Bu nedenle ayırıcı tanıların iyi yapılması büyük önem arz etmektedir.

Tedavinin nasıl olduğu konusuna gelindiğinde psikoterapi ve ilaç desteği anahtar kilit gibi ayrılmaz ikilidir. Bununla birlikte psikososyal müdahaleler de yapılabilmekte destek grupları oluşturulup beceri eğitimleri verilebilmektedir.

BİREYSEL EĞİTİM

Bir uzman ve öğrencinin ders için tasarlanmış sınıf ortamlarında yaptıkları birebir uygulamalardır. Bu eğitimler özel eğitim uzmanları, dil-konuşma terapistleri, fizyoterapistler ve ilgili diğer uzmanlar tarafından gerçekleştirilir. Öğrencinin sorun yaşadığı alanlar performas belirleme çalışmalarıyla (görüşme-gözlem-kaba değerlendirme ve ayrıntılı değerlendirme uygulamaları) belirlenir. Değerlendirmeler sırasında öğrencinin dikkat, algı, bellek ve öğrenme özellikleri, bunlarla birlikte; öğrencinin hoşlandığı-hoşlanmadığı şeyler, kişisel özellikleri ile ilgili veri toplanır. Bütün bu veriler öğrenciye neyi? Nasıl? Öğreteceğimizi planlamada kullanılır. Bu çalışmalar sonrasında çıkan Bireysel Eğitim Planları doğrultusunda bireysel eğitimler gerçekleştirilir.  

GRUP EĞİTİMLERİ

Öğrencinin grup içerisinde öğrenme süreçlerinin desteklenmesi hedefiyle kendisiyle aynı yaşta ve aynı zorlukları yaşayan diğer çocuklarla katıldığı grup eğitimleridir.  Okul öncesi gruplarda etkinlik-rutin-geçiş planlı etkinlik temelli yaklaşıma göre düzenlenen grupları özel eğitimcilerimiz yürütür. Okul düzeyi gruplarımızda özbakım, görsel ve işitsel algı-bellek alanlarında öğrencinin hem egzersiz hem de ürün çıkarma fırsatı bulduğu; görsel tasarım, ritim-ses ve mutfak atölyelerimiz eğlenceli öğretim ortamları sunmaktadır. Bu atölyeler alanında uzman atölye öğretmenlerimiz ve özel eğitim öğretmenlerimiz tarafından yürütülmektedir.

DUYU BÜTÜNLEME

İşitme, görme, dokunma, tatma ve koklamadan oluşan beş temel duyumuzun dışında bizler için çok önemli olan iki tane daha duyu sistemimiz vardır. Bunlardan biri vestibuler sistem dediğimiz denge ve hareket duygumuz, diğeri ise proprioseptif sistem dediğimiz vücut parçalarının yerleşimi ve vücut pozisyonu ile ilgili bilgileri beyne ileten duyumuzdur. Bu duygularımız birbirleriyle organize çalışarak, bizim sosyal, fiziksel ve psikolojik olarak dış dünyaya uyumlu olmamızı sağlarlar. Bu nörolojik sürece duyu bütünleme denir. Herhangi bir nedenle duyu sistemlerimiz arasındaki bağlantının sağlanamaması sonucu duyu bütünleme bozukluğu ortaya çıkar. Duyu bütünleme bozukluğu belirtileri:    

·Aşırı hareket ya da hareket etmek istememek

·Kas ton uzunca değişiklikler 

·Sese kokuya aşırı hassasiyet      

·Dokunmaya aşırı tepki gösterme ya da sürekli dokunma ihtiyacı    

·Değişiklikleri tolere edememe (evin yolu, öğretmen, hava durumu, kıyafet vs.)    

·Sallanma ya da ayakların yerden kesilerek yapıldığı aktivitelerden hoşlanmama   

·Yaşıtlarıyla iletişim kuramama    

·Okula uyum sorunları     

·Okuma yazma problemleri     

·Dikkat dağınıklığı görülebilecek temel sorunlardır.

FİZYOTERAPİ

Yaralanma, hastalık, travma ve diğer nedenlerle doğuştan veya sonradan edinilmiş olan fonksiyonel bozuklukların tedavi ve rehabilitasyonunu konu edinen, bireylerin hareket kabiliyetlerini korumak, geliştirmek ve bağımsızlıklarını maksimum seviyeye getirmek amacıyla kullanılan tedavi programıdır. Fizyoterapstler; bu tedavi programını planlayan ve uygulayan alanında uzman sağlık personelidir. Uygulanan tedavide bireyin mevcut kapasitesinin korunması ve potansiyeli dahilinde günlük yaşama katkıda bulunacak fonksiyonları doğru hareket paternleriyle kazandırmak hedeflenir.  Ayrıca fizyoterapistler bu programı bütünsel bir yaklaşım içinde uygular. Bireyi sadece fiziksel açıdan değil aynı zamanda duygusal, zihinsel ve sosyal durumunu da göz önünde bulundururlar. Merkezimizde; nörolojik, pediatrik, ortopedik, kardiyo-pulmoner ve daha birçok  hasta grubuyla ayrıntılı değerlendirme sonrası çalışmaktadırlar.   Bunlardan bazıları  Cerebral Palsy Brachial Plexus Kas Hastalıkları Spina Bifida Down Sendromu Motor Gelişim Geriliği Skolyoz Hemipleji tedavileri yapılmaktadır.

PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK 

Bireyi tanımak, onu kendisine tanıtmak, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması ve kendini gerçekleştirilmesi için uzman kişilerce bireye yapılan sistemli, bilimsel ve profesyonel bir yardım sürecidir. Merkezimizde alanında uzman ekibimizce çocuk, ergen, yetişkin ve ailelere yönelik danışmanlık hizmeti verilmektedir.